top of page

Safra Kesesi Kanserinin Lenf Nodları ile Birlikte İleri Ameliyatı | Prof Dr Ünal Aydın



Safra kesesi kanseri, nadir görülen ancak agresif seyredebilen bir kanser türüdür. Erken evrelerde belirti vermemesi nedeniyle teşhisi genellikle ileri evrelerde konulur. Bu durum, tedavi seçeneklerini ve hastalığın seyrini önemli ölçüde etkiler. Özellikle lenf nodlarına yayılım göstermiş (metastaz yapmış) safra kesesi kanserlerinde, multidisipliner bir yaklaşımla planlanan ileri cerrahi müdahaleler hayati önem taşımaktadır. Bu makalede, lenf nodu tutulumu olan ileri evre safra kesesi kanserinin cerrahi tedavisi, bu alandaki güncel yaklaşımlar ve Prof. Dr. Ünal Aydın'ın bu konudaki uzmanlığına değinilecektir.

Safra Kesesi Kanseri Nedir? Belirtileri ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Safra kesesi, karaciğerin altında yer alan, armut şeklinde küçük bir organdır. Temel görevi, karaciğer tarafından üretilen safrayı depolamak ve sindirim sırasında ince bağırsağa salmaktır. Safra kesesi kanseri, bu organın iç yüzeyini döşeyen hücrelerde başlayan kontrolsüz hücre çoğalmasıdır.

Belirtileri:

Erken evre safra kesesi kanseri genellikle spesifik belirtiler vermez. Ancak hastalık ilerledikçe aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Karın ağrısı: Genellikle karnın sağ üst kısmında, kaburgaların altında hissedilir. Ağrı sürekli olabilir veya gelip gidebilir.

  • Sarılık: Cilt ve göz beyazlarının sararması, idrar renginde koyulaşma ve dışkı renginde açılma ile karakterizedir. Safra yollarının tıkanması sonucu oluşur.

  • Bulantı ve kusma: Özellikle yağlı yiyeceklerden sonra görülebilir.

  • İştahsızlık ve kilo kaybı: Belirgin ve açıklanamayan kilo kaybı önemli bir işarettir.

  • Kaşıntı: Vücutta yaygın kaşıntı, safra tuzlarının kanda birikmesiyle oluşabilir.

  • Karında şişlik: Tümörün büyümesi veya karın içinde sıvı birikmesi (asit) sonucu oluşabilir.

  • Ateş: Nadiren de olsa enfeksiyon veya tümörün neden olduğu iltihaplanma sonucu görülebilir.

Risk Faktörleri:

Safra kesesi kanseri gelişiminde rol oynayan bazı faktörler şunlardır:

  • Safra taşları: En önemli risk faktörüdür. Uzun süreli ve büyük safra taşları olan kişilerde risk artar.

  • Kronik kolesistit: Safra kesesinin uzun süreli iltihaplanması.

  • Porselen safra kesesi: Safra kesesi duvarının kalsifikasyonu (kireçlenmesi) sonucu oluşan nadir bir durumdur ve kanser riskini artırır.

  • Safra kesesi polipleri: Özellikle 1 cm'den büyük polipler kanserleşme riski taşıyabilir.

  • Obezite: Fazla kilolu olmak genel kanser riskini artırdığı gibi safra kesesi kanseri riskini de artırabilir.

  • İleri yaş: Genellikle 65 yaş üstü kişilerde daha sık görülür.

  • Kadın cinsiyet: Kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanır.

  • Aile öyküsü: Nadiren de olsa ailesinde safra kesesi kanseri olan kişilerde risk artabilir.

  • Bazı kimyasal maddelere maruziyet: Endüstriyel kimyasallar ve bazı toksinlerin rolü araştırılmaktadır.

  • Anormal safra kanalı birleşimi (Anormal biliopankreatik bileşke): Pankreas sıvısının safra yollarına geri akışına neden olarak kronik iltihaplanmaya ve kanser gelişimine yol açabilir.

Safra Kesesi Kanserinde Evreleme ve Lenf Nodu Tutulumunun Önemi

Safra kesesi kanserinin evrelemesi, tedavinin planlanması ve hastalığın prognozunun (seyri) belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Evreleme, tümörün safra kesesi duvarındaki derinliğini, komşu organlara yayılımını ve lenf nodları ile uzak organlara metastaz yapıp yapmadığını değerlendirir.

Lenf Nodları ve Kanser Yayılımı:

Lenf sistemi, vücudun bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır. Lenf nodları (lenf bezleri), lenf damarları boyunca yer alan küçük, fasulye şeklinde yapılardır ve enfeksiyonlarla savaşmada rol alırlar. Kanser hücreleri, oluştukları organdan ayrılarak lenf damarları yoluyla lenf nodlarına ulaşabilir ve burada yeni tümör odakları (metastaz) oluşturabilirler.

Safra kesesi kanserinde lenf nodu tutulumu, hastalığın lokal olarak ilerlediğini ve daha agresif bir seyir izleyebileceğini gösterir. Bölgesel lenf nodlarına (safra kesesine yakın lenf nodları) yayılım, hastalığın evresini artırır ve tedavi yaklaşımını değiştirir. Uzak lenf nodlarına veya diğer organlara (karaciğer, akciğer, periton vb.) yayılım ise ileri evre (metastatik) hastalık olarak kabul edilir.

Lenf Nodu Tutulumu Olan İleri Evre Safra Kesesi Kanserinde Cerrahi Tedavi

Lenf nodu tutulumu olan safra kesesi kanserlerinde cerrahi tedavi, hastalığın kontrol altına alınması ve sağkalım süresinin uzatılması için en önemli tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak bu tür ameliyatlar, teknik olarak zorlu ve kapsamlıdır. Amaç, tümörlü safra kesesi dokusunu, etkilenen komşu organların bir kısmını (gerekirse) ve bölgesel lenf nodlarını tamamen çıkarmaktır (radikal cerrahi).

İleri Cerrahi Teknikleri:

Lenf nodu tutulumu olan safra kesesi kanserlerinde uygulanan başlıca cerrahi prosedürler şunlardır:

  1. Radikal Kolesistektomi (Genişletilmiş Kolesistektomi): Sadece safra kesesinin çıkarıldığı basit kolesistektominin aksine, radikal kolesistektomide safra kesesi ile birlikte karaciğerin safra kesesine komşu bir kısmı (genellikle segment IVb/V rezeksiyonu) ve bölgesel lenf nodları (hepatoduodenal ligaman, portal, retropankreatik lenf nodları) çıkarılır. Bu, en sık uygulanan standart cerrahi yöntemdir.

  2. Karaciğer Rezeksiyonu: Tümörün karaciğere doğrudan yayılımı (invazyonu) veya karaciğerdeki lenf nodu metastazları durumunda daha geniş karaciğer rezeksiyonları (örn: sağ hepatektomi, genişletilmiş sağ hepatektomi) gerekebilir.

  3. Safra Yolu Rezeksiyonu ve Rekonstrüksiyonu: Tümör safra yollarını tıkamış veya yayılmışsa, etkilenen safra yolu segmentinin çıkarılması ve ardından sindirim sisteminin devamlılığını sağlamak için safra yollarının ince bağırsağa yeniden bağlanması (hepatikojejunostomi) gerekebilir.

  4. Lenfadenektomi (Lenf Nodu Disseksiyonu): Cerrahi tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bölgesel lenf nodlarının (portal, peripankreatik, çölyak, superior mezenterik arter etrafındaki lenf nodları) sistematik olarak çıkarılması, hem hastalığın evrelenmesine doğru katkı sağlar hem de mikroskobik düzeydeki kanser hücrelerinin temizlenmesine yardımcı olarak nüks riskini azaltır. Çıkarılan lenf nodu sayısı ve tutulum durumu, prognoz üzerinde önemli bir etkendir. Kapsamlı bir lenfadenektomi, cerrahinin onkolojik etkinliğini artırır.

  5. Komşu Organ Rezeksiyonları: Tümörün mide, duodenum (oniki parmak bağırsağı), kolon (kalın bağırsak) gibi komşu organlara doğrudan yayılması durumunda, bu organların bir kısmının veya tamamının çıkarılması (multivisseral rezeksiyon) gerekebilir. Bu tür ameliyatlar oldukça karmaşıktır ve deneyimli cerrahi ekipler tarafından yapılmalıdır.

Ameliyat Öncesi Değerlendirme ve Hazırlık

İleri evre safra kesesi kanseri ameliyatı öncesinde hastanın detaylı bir şekilde değerlendirilmesi şarttır:

  • Görüntüleme Yöntemleri: Bilgisayarlı Tomografi (BT), Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-BT) gibi ileri görüntüleme teknikleri ile tümörün boyutu, yayılımı, lenf nodu tutulumu ve uzak metastaz varlığı değerlendirilir. Endoskopik ultrasonografi (EUS) de bölgesel yayılımın ve lenf nodu tutulumunun değerlendirilmesinde yardımcı olabilir.

  • Biyopsi: Genellikle ameliyat öncesi kesin tanı için biyopsi yapılır. Ancak bazı durumlarda, özellikle rezeke edilebilir (çıkarılabilir) olduğu düşünülen tümörlerde, ameliyat sırasında tanı konulabilir.

  • Kan Testleri: Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, kan sayımı ve tümör belirteçleri (CEA, CA 19-9) değerlendirilir. CA 19-9, safra kesesi kanserinde takip ve prognoz açısından önemli bir belirteçtir.

  • Genel Durum Değerlendirmesi: Hastanın yaşı, ek hastalıkları (kardiyovasküler, solunum sistemi hastalıkları vb.) ve performans durumu, ameliyatın riskini ve uygunluğunu belirlemede önemlidir.

  • Beslenme Durumu: Kanser hastalarında sık görülen kilo kaybı ve beslenme bozuklukları, ameliyat sonrası iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir. Gerekirse ameliyat öncesi beslenme desteği sağlanır.

  • Sarılık Yönetimi: Safra yollarının tıkanıklığına bağlı şiddetli sarılığı olan hastalarda, ameliyat öncesi endoskopik (ERCP ile stentleme) veya perkütan (PTK ile drenaj) yöntemlerle safra akışının sağlanması gerekebilir. Bu, karaciğer fonksiyonlarını düzeltmeye ve ameliyat riskini azaltmaya yardımcı olur.

Prof. Dr. Ünal Aydın ve İleri Evre Safra Kesesi Kanseri Cerrahisindeki Yaklaşımı

Prof. Dr. Ünal Aydın, genel cerrahi ve özellikle hepatopankreatobiliyer (HPB) cerrahi alanında Türkiye'nin önde gelen isimlerinden biridir. Karaciğer, pankreas ve safra yolları hastalıklarının cerrahi tedavisinde engin deneyime sahip olan Prof. Dr. Aydın, safra kesesi kanseri gibi karmaşık ve ileri cerrahi beceri gerektiren durumlarla da yakından ilgilenmektedir.

Prof. Dr. Ünal Aydın'ın ileri evre safra kesesi kanseri cerrahisindeki yaklaşımı, multidisipliner bir anlayışa dayanır. Ameliyat öncesi detaylı değerlendirme, doğru evreleme ve hastaya özel cerrahi planlama temel prensipleridir. Özellikle lenf nodu tutulumu olan vakalarda, onkolojik prensiplere uygun radikal rezeksiyon ve kapsamlı lenfadenektomi uygulamaları ile lokal kontrolün sağlanması ve nüks riskinin azaltılması hedeflenir.

Prof. Dr. Aydın'ın bu tür kompleks ameliyatlardaki başarısı, sadece cerrahi yetenekleriyle değil, aynı zamanda güncel literatürü yakından takip etmesi, yenilikçi teknikleri benimsemesi ve hasta odaklı yaklaşımıyla da ilişkilidir. Ameliyat sonrası dönemde de hastaların yakın takibi ve olası komplikasyonların yönetimi konusunda titiz bir çalışma yürütmektedir.

Ameliyat Sonrası Dönem ve Tedavi

İleri evre safra kesesi kanseri ameliyatı sonrası dönem, hastanın iyileşmesi ve ek tedavilerin planlanması açısından önemlidir.

  • Yoğun Bakım ve Servis Takibi: Ameliyat sonrası hastalar genellikle bir süre yoğun bakım ünitesinde takip edilir. Ardından serviste izlemleri devam eder. Ağrı kontrolü, yara bakımı, solunum egzersizleri ve erken mobilizasyon (hareketlenme) iyileşme sürecini hızlandırır.

  • Beslenme: Ameliyat sonrası dönemde hastanın beslenmesi kademeli olarak başlanır. Gerekirse damardan veya özel tüplerle beslenme desteği sağlanır.

  • Patoloji Sonucu: Ameliyatla çıkarılan tümör ve lenf nodları patolojik incelemeye gönderilir. Patoloji sonucu, tümörün tipi, derecesi, cerrahi sınırların durumu ve lenf nodu tutulumunun kesin sayısı gibi önemli bilgileri içerir. Bu bilgiler, ek tedavi (adjuvan tedavi) kararını etkiler.

  • Adjuvan Tedavi: Cerrahi sonrası, patoloji sonucuna göre nüks riskini azaltmak amacıyla kemoterapi ve/veya radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanabilir. Özellikle lenf nodu pozitifliği olan veya cerrahi sınırları tümörle yakın olan hastalarda adjuvan tedavi sıkça önerilir.

  • Takip: Ameliyat ve adjuvan tedavi sonrası hastalar düzenli aralıklarla takip edilir. Takipte fizik muayene, kan testleri (özellikle CA 19-9) ve görüntüleme yöntemleri (BT, MRG, PET-BT) kullanılır. Amaç, olası bir nüksü erken evrede saptamak ve müdahale etmektir.

İleri Evre Safra Kesesi Kanserinde Prognoz

Safra kesesi kanserinin prognozu, hastalığın evresine, tümörün biyolojik davranışına, uygulanan tedavinin etkinliğine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Lenf nodu tutulumu olan ileri evre safra kesesi kanserlerinde prognoz, erken evre hastalığa göre daha kötüdür. Ancak, uygun hastalarda yapılan radikal cerrahi ve ardından uygulanan adjuvan tedavilerle sağkalım sürelerinde önemli iyileşmeler sağlanabilmektedir.

Prognozu etkileyen başlıca faktörler şunlardır:

  • Tümörün evresi (TNM evresi)

  • Lenf nodu metastazının varlığı ve sayısı

  • Cerrahi sınırların temiz olup olmaması (R0 rezeksiyon)

  • Tümörün derecesi (grade)

  • Uzak metastaz varlığı

  • Hastanın genel sağlık durumu ve performans statüsü

Unutulmamalıdır ki her hasta farklıdır ve prognoz bireysel olarak değerlendirilmelidir.



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page